Ruh sağlığı düzgün olmayan, ruhsal olarak gelişmemiş, daha doğrusu gelişimini tamamlamış olan, davranış bozukluğu çoktandır açığa çıkan N.İ.Şahin’e ilişkin geçmişte bir Türkiyeli yazar haklı olarak "Marangoz hatası mı yoksa marangozun yeni tarzı mı" diye yazmıştı. Kimi yazar ise “odun” demişti. Kimisi ise psikopat tabirini kullanmıştı.
N.İ.Şahin için yukarıda dile gelen tanımlamalar elbette boşuna yapılmamıştı.
Büşra Esranlı'nın tutuklanmasını eleştiren aydınlara:“Otuz bin prof. var, bini tutuklansa haydi neyse ama bir kişi için koparılan kıyamet de ne.”
BDP’lilerin tutuklu sayılarına ilişkin:“Gerekirse BDP’nin açıkladığı sayıyı da tamamlarız.”
Van depremzedeleri için:“Saray gibi çadırlar, keşke biz de buraya gelsek.”
Kürt sorunu tartışmalarına ilişkin: “Kürt sorunu, Kürt sorunu deniyor, ben o tarafları iyi bilirim, gezdim dolaştım ben göremedim ne olduğunu.”
"Lan senin de bıyığını seveyim, helal olsun"
Rastgele içeriye alınan insanlara, gazetecilere, yazarlara: “Neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor. Şiir yazarak şiirine yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor. Hızını alamıyor terörle mücadelede görev almış askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize etmeye çalışıyor. Terörle mücadele edenle bir şekilde mücadele ediliyor, uğraşılıyor. Terörün arkadan dolanarak arka bahçede yürüttüğü faaliyetler ki arka bahçe İstanbul'dur, İzmir'dir, Bursa'dır, Viyana'dır, Almanya'dır, Londra'dır, her neyse, üniversitede kürsüdür, dernektir, sivil toplum kuruluşudur.”
Sözde iç işleri bakanını karşılamayan gelen köylünün sevgi belirtisini test etmek için:“seviyorsan, takla atta göreyim”
Roborski’de katledilenler için: “Yaşamını yitirenlerin, kaçakçılık yaparak geçimlerini sağladıkları gözden kaçırılmamalıdır. Yanlıştan doğru sonuç çıkmaz. Bu hayatını kaybeden vatandaşlarımız kaçakçılık yaparken hayatlarını kaybettiler. Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı. Daha ağır bir sonuç olunca, yargılanamaz duruma gelip hayatlarını kaybedince kaçakçılık olayı gölgede kaldı.
O bölge Kandil’e doğru bölücü terör örgütü KCK’nın kontrolünde olan bir bölgedir. O insanlara kaçak malı veren PKK terör örgütüdür. Kaçakçılığın rantını elde eden KCK terör örgütüdür. Bu insanlara 50 liraya, 199 liraya o güzergahta katırlarıyla birlikte dolap beygiri gibi döndüren de onlardır.
Özür dilenecek mahiyette bir olay değildir. Özür dilenecek bir olay yoktur. Hantepe olayı vardır. Katırlar sırtında gelen silahlarla askerlerimiz şehit edilmiştir. Olayı suçluluk psikolojisiyle görmüyoruz.”
Bu yukarıda dile gelenler N. İ. Şahin ismindeki bir “marangoz hatası” sonucu tornada yanlış oluşmuş kişinin sözleridir. Elbette tümü değildir. Ve nicesini buraya sıralayarak dökümünü yapmak zor olmayacaktır.
Ancak:
“Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı.”
“Ölen insanlar olayın figüranlarıdır.”
“Özür dilenecek bir olay yoktur” sözleri artık sadece “marangoz hatası”nda oluşmuş bir odundan ya da ağızdan çıkmış olamaz. Marangoz hatasından “lan bıyığını seveyim, takla atta göreyim” gibi sözler beklene bilir. Ancak dediğimiz gibi 34 insanı katleden bir devlet bu katledilenlere “Ölen insanlar olayın figüranlarıdır” diyorsa, yine “Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı” diyorsa orada dediğimiz gibi sadece bir “marangoz hatası” yoktur. Ya da Türkiyeli bir yazarın deyimiyle sadece “ahlaksal gelişimini yeterince tamamlayamamış” bir kişilik de söz konusu değildir. Burada artık düpedüz yeni şekillenen, kendine has bir faşistlik söz konusudur. Ve bu faşistlik sadece ve sadece N. İ. Şahin tipine mahsus bir özelik de değildir. Bu faşistlik aynı ölçüde giderek topluca faşistleşen Akepe’nin birer karakteri olmaktadır.
Erdoğan’ın en son “her kürtaj bir Uludere’dir” sözleri topluca faşistleşen bir paramiliter partinin dışa vurumundan başka bir şey olmadığı nettir.
Eğer durum bu ise o zaman topluca toplum olarak yeniden şekillendirilmeye çalışılan faşizme karşı topyekun direnişe geçmenin de tam zamanıdır.
Hayri Engin
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
18 Mayıs günü Bitlis Merkez Çeltikli Köyü yakınlarında gerillalarımız tarafından 23 Mart günü Bitlis Şêx Cuma alanında çıkan çatışmaya katıldıkları iddiasıyla sorgulanmak üzere 6 korucu gerillalarımız tarafından tutuklanmıştı.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 28 Mayıs günü saat 14.00’da Kars’ı Sarıkamış ilçesinde bulunan 9. kolorduya bağlı askerlerin operasyona çıkması sonrası gerillalarımız ile işgalci TC ordusu arasında çıkan çatışmada en az 3 asker öldürülürken çok sayıda asker de yaralanmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
23 Mayıs günü Muş'un Varto ilçesinde gerçekleştirilen 1 jandarma astsubayın öldüğü eylem ardından bu eylem birimimiz sağlam bir şekilde yerlerine ulaşmıştır. Artan operasyonlara karşı yapılan bu eylem ardından işgalci TC ordusu tarafından 24 Mayıs günü Muş'un Varto ilçesine bağlı Leylek, Rekasa, Tanzik köyleri çevresine yönelik olarak bir operasyon başlatmıştı.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 25 Mayıs gününden beri Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde ve Ağrı’nın Diyadin ilçesi ile Van’ın Çaldıran ilçesi arasındaki alanlarda 15’er kişiden oluşan iki ayrı kontra birlik dolaşmaktadır.
- Ayrıntılar
Halkımıza ve Kamuoyuna!
21 Mart 2012 günü Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Cudi alanına yönelik olarak işgalci TC ordusu tarafından bir saldırı operasyonu düzenlediklerini, 3 gün süren yoğun çatışmalar sonucunda 9 gerillamızın şehit düştüğü bilgisini duyurmuştuk. En son birliklerine ulaşan bazı arkadaşlarımız olmuş, böylelikle bu alanda yaşanan çatışmalar sonucunda şehit düşen arkadaşlarımızın isimleri netleştirilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 25 Mayıs günü Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bulunan Okçuyan karakoluna bağlı askerlere yönelik gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiş, bir mevzii, içindeki iki askerle birlikte imha edilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 23 Mayıs günü Muş'un Varto ilçesinde Jandarma Astsubaya yönelik olarak gerillalarımız tarafından son süreçte gerçekleştirilene operasyonlara misilleme olarak bir eylem gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen eylem sonucunda Jandarma Astsubay gerillalarımız tarafından öldürülmüştür
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
22 Mayıs günü Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı Koxteri, Deliler, Karaoğlan ile Bilgeç alanlarına yönelik olarak işgalci TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır. Aynı gün saat 19.30'da Koxteri alanında gerillalarımız ile düşman askeri arasında bir çatışma yaşanmıştır. Yaşanan çatışma sonucunda düşmanın ölü ve yaralılarının sayısı tarafımızdan netleştirilemezken 3 gerillamız ise kahramanca savaşarak şehit düşmüştür.
- Ayrıntılar
“TSK bu görevi samimi yaptı.” “TSK samimi olarak görevini yapmıştır.” “Yetkiyi verdik onlarda yaptı” sözlerinin tümü Akepe’nin başındaki zatın Roborski katliamını yapan TSK için söyledikleri sözlerdir.
TSK “samimi” olarak 34 tane Kürt gencini katletmiştir. Dediğimiz gibi hem de “samimi” bir şekilde bu görevini yerine getirmiştir.
Biz sözü çok uzatmayacağız. Erdoğan daha önce Roborski katliamı gerçekleştirildiğinde öncelikli olarak genelkurmayın gösterdiği duyarlılık ve hassasiyet için kutlamıştı. Aynı kutlamayı 34 insanımızın hatta çocuğumuzun uçaklarla paramparça edilişini haber olarak Türkiye’ye ve dünyaya geçmeyen kendi medyası içinde yapmıştı. Şimdi ise ilk gün söylediklerini daha ileriye taşırarak “TSK samimi olarak görevini yerine getirmiştir, bu görevi yani bu talimatı biz TSK’ye verdik onlarda yerine getirdi’ diyerek Kürtlere ve onların gençlerine yapılan katliamı alenen savunmuştur.
Bizim faşizmi iliklerine kadar yaşayan bir Erdoğan’a söyleyeceklerimiz elbette olamaz. Ne de olsa ne kadar tekçi bir zihniyetle yaşadığını her gün onun ağzından çıkanlardan duyuyoruz. Yine daha önce “kadında olsalar, çocukta olsalar güvenlik güçlerimiz gerekli olanı yapacaklardır” dedikten sonra Amed’de nasıl genç çocuklarımızı katlettirdiğini de görmüştük. Ve tabi gençlerimizin kollarını açıkta kırdıran, pompalı tüfeklerle halkımıza saldırtan, meydanlarda alenen analarımızın coplanmasını isteyen ve bunu yapmaları için öncelikli olarak faşist polis güçlerini ve de paramiliter güçleri harekete geçirdiğini de biliyoruz.
Dediğimiz gibi bizim Erdoğan’a ve onun şürekâsı olan Akepe’ye söyleyecek bir şeyimiz olamaz. Çünkü faşizan zihniyetin görevi zaten bu faşist uygulamaları yerine getirmektir. Faşizm faşistlik yapmadan zaten yerinde duramaz.
Ancak bizim söyleyeceklerimiz Kürdistan gençliğine dönüktür. Madem Erdoğan 34 insanımızın katledilişini “TSK samimi olarak bu görevini yaptı” demiş ise bizim de Kürdistan gençliğini samimi olarak bu katliama karşı ciddi bir karşı koyuşa davet etme hakkımız doğmuştur.
Kürt gençliği samimi olarak faşizme karşı her cepheden karşı koymalıdır. Bugüne kadar gösterilen direnişin ötesine taşıyacak bir direnişi gerçekten tüm içtenlikleriyle, tüm samimiyetleriyle göstermelidirler. Çünkü sıradan bir karşı koyuş, sıradan bir karşı duruş bu süreçte yetmeyecektir. Faşizm artık şahlanarak Kürdistan’da cirit atmak istiyor. Bu cirit atmaların önünü alacak birkaç güç vardır. Birincisi gençlerdir. İkincisi kadınlardır. Ve tabii birde özgürlük dağlarında bulunan gerillalardır.
Gerilla yavaş yavaş harekete geçmiştir. Artık gerilla için mevsim uygun ve olgun hale gelmiştir. Artık gerillanın harekete geçme zamanı başlamıştır. Nitekim eylemlikleriyle bu görülmekte ve daha da görülecektir. Artık gerilla Kürdistan’da faşizmi destekleyen kişi ve kurumlara izin vermeyecektir. Faşizmin ısrarlı destekleyicilerini yargılayacaktır. Bunu herkes bilecek ve görecektir de.
Gerillanın yanında gençlik öncelikli olarak Kürdistan’da konuşlanmış hiçbir işbirlikçi zihniyete izin vermeyecektir. Tüm işbirlikçileri Akepe ile işbirliklerini terk etmedikçe hedef belleyerek hedefleyeceklerdir. Yine Kürdistan’da Kürt gençlerini katleden polislere her fırsatta vuracaklardır. Giderek faşistleşen bu devletin tüm maddi değerlerini yakıp yıkacaklardır.
Özcesi artık Kürdistan gençliğinin hakikaten tüm samimiyetleriyle özgürlük kavgasının tam birer militanı olarak aktif eyleme kalkmalarının zamanıdır.
Ve tabii bir de gençler daha fazla iş yapmak istiyorlarsa tam da gerillaya gelme zamanlarıdır. Faşizm bu kadar açığa çıkmışken her onurlu Kürt gencinin yapacağı ya da yapması gereken görevi bu faşizme karşı koymaktır. Faşizme karşı en güçlü karşı koyuşlar hiç şüphe yoktur ki dağların doruklarında verilir.
Bunun için tüm Kürdistan gençlerini faşizme karşı samimi ve güçlü bir direniş vermek için dağların doruklarına davet ediyoruz. Roborskilerin hesabı ancak böyle sorulabilinir ve hesap ancak böyle alınabilir.
K. Nuda
- Ayrıntılar